Erzincanlılar, 15 Temmuz Hain Darbe Girişiminden İki Yıl Sonra Tarih Yazdığı Meydanda Tekrar Buluştu
15.07.2018
15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ’cü hainlere karşı destan yazan Türk Milleti, tam iki yıl sonra tarih yazdığı Cumhuriyet Meydanı’nda yeniden buluştu.
Erzincan, aynı ruh, aynı kararlılık ve inançla bir kez daha demokrasisine sahip çıkarak, o gecenin yıl dönümünde 15 Temmuz şehitlerini ve gazilerini dualarla andı.
“15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinlikleri kapsamında Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen programa Erzincan Valisi Sayın Ali Arslantaş, 3. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Serdar Savaş, Erzincan Milletvekilleri Sayın Süleyman Karaman ve Sayın Burhan Çakır, Erzincan eski Milletvekili Sayın Sebahattin Karakelle, 3. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Mehmet Özoğlu, Erzincan Belediye Başkanı Sayın Cemalettin Başsoy, kamu kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve yüzlerce vatandaş katıldı.
Saygı duruşunda bulunulmasının ardından okunan İstiklal Marşı ile başlayan programda sela okunarak, Kur’an-ı Kerim tilaveti verildi.
Etkinlikte konuşma yapan Erzincan Milletvekilleri Sayın Süleyman Karaman ve Sayın Burhan Çakır, Erzincan Belediye Başkanı Sayın Cemalettin Başsoy ve siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri birlik ve beraberlik mesajı verdiler.
Erzincan Valisi Sayın Ali Arslantaş, meydanı dolduran Erzincanlılara Şair Cengiz Kurtoğlu’nın “ Nasıl Unutulur ki 15 Temmuz” şiiriyle seslendi.
Erzincan Valisi Sayın Ali Arslantaş şiirin, “Nasıl unutulur ki On beş Temmuz gecesi/ Şüheda kanlarıyla, yazıldı her hecesi/ O gece seksen milyon, tek bedende birdiler/ Şehitler köprüsünde, öldükçe dirildiler / Ant içiyordu millet, ölümü öldürmeye /Ay yıldızlı canana, canlarını vermeye /Yeter ki nazlı hilal, çehresini çatmasın /On beş Temmuz güneşi, ebediyen batmasın.” dizelerini okudu.
Erzincan Valisi Sayın Ali Arslantaş, okuduğu şiirin ardından yaptığı konuşmada; “15 Temmuz gecesi bir kez daha istiklali ve istikbali için, canı pahasına ülkesini FETÖ'ye, işgalcilere teslim etmeyen aziz milletim, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum.
Sözlerimin hemen başında 15 Temmuz gecesi, sokaklara meydanlara inerek, namluların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti gösteren tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Dünyada eşi benzeri olmayan bir duygu bu bizdeki, başka bir millette daha var mıdır bilinmez, Türk milleti kadar vatan aşkıyla dolup taşan. Bu Yaradan’ın bize bir armağanı diye düşünüyorum.
Vatanımızı çok seviyoruz, bir başka seviyoruz, nasıl mı?
Hz. Peygamber gibi, hani vatanından, yurdundan çıkarırlarken ‘’geriye dönüp hasretle bakmıştı ya Mekke’ye, öyle hasretle seviyoruz.
Mete Han gibi seviyoruz, vatan toprağından bir parça isteyen Tunguz elçisine ’’vatan toprağından tek bir karış bile verilemez’’ diyecek kadar bağlılıkla.
Sultan Alparslan gibi seviyoruz. ’’size öyle bir vatan aldım ki ebediyen sizin olacaktır’’ kararlılığı ve inancı ile seviyoruz.
Bir avuç toprağı koskoca beylik yapan Osman Gazi azmiyle seviyoruz.
‘’Benim kudretimin ulaştığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz’’ diyen Fatih Sultan Mehmet Han cesareti ile seviyoruz.
Saltanatının 46 yılını at üzerinde geçirmiş Sultan Süleyman fedakârlığı ile seviyoruz.
Filistin topraklarını satması karşılığında bütün Osmanlı borçlarının silineceğini söyleyen Theodorl Herzl’e ‘’kılıçla alınan vatan parayla satılmaz’’ diyen Abdülhamit Han gibi seviyoruz.
Çanakkale’de Mustafa Kemal gibi, Medine müdafaasında Fahreddin Paşa gibi, Menemende Asteğmen Kubilay gibi, Trabzon da Eren Bülbül gibi seviyoruz.
Ülkemin yangın yerine çevrildiği 15 Temmuz 2016 gecesi tankların önüne çıkan genç, kadın, yaşlı ve çocuklar gibi,
Adını tarihe altın harflerle kazıtan Ömer Halis Demir gibi, Abdullah Tayyip Olçok gibi,
F-16’nın üzerine atlamaya çalışan insanım gibi, mermilere kafa tutan vatandaşım gibi, işte öyle seviyoruz, işte bu kadar büyük bir sevdamız var bizim.
O gece adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar. Vatan uğruna verilen mücadelede bu rütbelere ulaşabilmek her zaman elde edilebilecek bir ayrıcalık değildir.
Ne diyor İstiklal şairimiz, "kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı, bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda!"
15 Temmuz gecesi istiklali uğruna tanklara, toplara, uçaklara aldırış etmeden vatan için yollara dökülen, can veren yüzlerce yiğit vatan evladı, ecdadımızın emanetinin ne kadar mukaddes olduğunu bir kez daha tüm dünyaya gösterdiler. Bu onurlu duruşu gösteren yiğit vatan evlatlarının aziz hatıralarına sımsıkı sarılacağız.
Bizler aziz şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde millet olarak varlığımızı sürdürüyoruz. Bu nedenle şehitlerimize ve gazilerimize ne kadar minnet duysak ne kadar dua etsek azdır.
15 Temmuz, dostlarımıza bu ülkenin sadece siyasi, ekonomik, diplomatik saldırılara değil, aynı zamanda askeri sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, yıkılmayacağını, rayından çıkmayacağını göstermiştir. Aynı gece Türkiye'nin yerle yeksan olması için ellerini ovuşturarak bekleyen düşmanlarımız ise ertesi güne bundan sonra işlerinin çok daha zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandılar.
Bu manzara, bin yıllık vatanımızın tek bir taşına dahi göz dikenlerin ödemeyi göze alacakları bedelin ilanı ve ispatıdır. Bu manzara, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşacağının ilanı ve ispatıdır.
O gece, vatansever askerlerimiz, polislerimiz ve tüm farklılıklarını geride bırakıp vatanı için bayrağı için demokrasisi için meydanlara adeta sel gibi akan kahraman halkımız, bu cennet vatanın bekası için canlarını ortaya koydu.
Rabbim birliğimizi ve beraberliğimizi daim kılsın. Bu aziz millet tarihte hiçbir tahakkümün altında kalmamıştır. Bundan sonra da istiklalini muhafaza edecek, büyük Türkiye olma yolunda emin adımlarla ilerleyecektir.
Ben bu duygu ve hissiyat içinde, 15 Temmuz gecesi vatanımız için bayrağımız için demokrasimiz için şehit olan tüm kahramanlarımızı rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.
Vatanımızı parçalamak isteyenleri, ülkemizin tek bir toprak parçasına ayak bastırırsak, tek bir yudum suyunu içirirsek bize anamızdan emdiğimiz süt haram olsun." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Erzincan Belediyesine ait Mehter Takımı tarafından konser verildi. Akabinde Erzincan Fen Lisesi öğrencileri tarafından çeşitli şiir ve denemeler okundu. Daha sonra ise İl Milli Eğitim Müdürlüğünce hazırlanan ve her meslek branşındaki görevli memurların seslendirdiği millet korosu katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü.
Son olarak ise Âşık Kul Nuri mahlas ismiyle Nurettin Türkkan, Âşık Rahim mahlas ismiyle Abdurrahim Sağlam ve Âşık İhsan Yavuzer, saz ve sözleriyle 15 Temmuz şehit ve gazilerini andılar.
Öte yandan 15 Temmuz hain darbe girişiminde demokrasisine sahip çıkan vatandaşlar Cumhuriyet Meydanı’nda açılan stantta 15 Temmuz anı defterini imzalayarak, 15 Temmuz’a yönelik anılarını kaleme aldılar.
Yağan yağmura rağmen meydanı boş bırakmayan Erzincanlılar, ülkemizin birlik, beraberlik ve bütünlüğüne kast eden bu ihanet girişimine karşı bundan iki yıl önce olduğu gibi bu yılda aynı ruhla gece geç saatlere kadar nöbet tuttular.
